8 Haziran 2015 Pazartesi

Kitap İncelemesi: Küçük Arı

Kitap Hakkında:
Kitap: Küçük Arı (Little Bee)
Yazar: Chris Cleave
Sayfa sayısı: 344
Yayınevi: Pegasus
Goodreads puanı: 3,67

Çoğu zaman Afrikalı bir kız olacağıma madeni bir İngiliz Sterlini olmayı isterim.Herkes geldiğimi görmekten mutlu olurdu.Belki bir hafta sonu sizi ziyarete gelirdim;sonra,çok kararsız olduğum için köşedeki dükkanda duran adama giderdim;ama siz o sırada tarçınlı kurabiye yiyip,soğuk kutu kolanızı içmekte olduğunuz için buna üzülmez ve bir daha beni hiç düşünmezdiniz.Tatilde tanışıp,sonra birbirinin adını unutan sevgililer gibi mutlu olurduk.

Mükemmel ötesi bir kitabın daha sonuna gelmiş bulunuyorum.Dünden beri bitmesin diye haykırıp isyan ediyordum.Hoop! Bir bakmışım son sayfasındayım.Hani Marvel filmleri sonunda gizli kesitler vardır ya.Dedim belki sonunda gizli bir şeyler vardır.Karşılaştığım tek şey teşekkür yazısı oldu.Fakat teşekkür yazısı bile aşırı sevimliydi.Çünkü içinde kitabımızın Batman'inin yazarın oğlundan esinlenildiği söyleniyordu.Zaten okuyunca ona da ayrı bir değer vereceksiniz.

Şimdi benim için en zor bölüme geldik.Normalde konu yazmak daha kolay geliyor bana ama bu kitap için aynı şey söz konusu değil.Bitirdikten sonra herkese anlatmalıyım diye heyecanlanırken anlatırsam tüm büyünün bozulacağını fark ettim çünkü.Her bölümde ayrı bir gizem ve nostalji var.Bunlara hiç girmeden çok kısa bahsetmem gerekiyor sanırım ve bu beni biraz zorlayacak gibi görünüyor.

Nijeryalı küçük bir Afrikalı genç kız ve Kingston-upon-Thames'te yaşayan Sarah O'Rourke.İkisi birbirinden çok farklı fakat bazı ortak noktaları var.Genç olmasına rağmen olgun bir kadına dönüşen Küçük Arı,tamamen olgun bir kadın olan Sarah'tan aslında hiç farklı değil.Tek farkı derisinin rengi.Bir de hayatta kalmak için öğrendiği Kraliyet İngilizcesi.Bir İngiliz kızı gibi davranırsan sınır dışı edilmezsin.Ya çok güzel olacaksın ya da BBC'den fırlamış gibi konuşarak onların ülkesinde kalacaksın.Küçük Arı ikincisini seçiyor.Çünkü aksi takdirde kanlı Nijerya'ya geri dönecek ve kendi deyimiyle orada sonsuza kadar süren bir tatil yapacak.
Ve gözetim merkezinden salıverilen bu kadın,bu yaratık;yani ben,insanlığın yeni bir türüydüm.Bende doğal olan hiçbir şey yok.Ben esaret altında doğdum;hayır,esaret altında yeniden doğdum.Dilimi gazetelerinizden öğrendim,giysilerimi eskilerinizden aldım ve yokluğuyla ceplerimi sızlatan da sizin paranız."Çocukları Koruyun" başlıklı bir dergi reklamından kesilmiş,yerel süpermarketinizdeki geri dönüşüm kutusundan alınma eski püskü pembe elbiseyi giyen ve Times'ın başyazısı gibi ingilizce konuşan genç bir kadın düşünün,lütfen.Ben bile kendimden kaçmak için yolun karşısına geçerdim.

Peki bu iki kadını birbiriyle karşılaştıran ne? Hemen söyleyeyim.Küçük Arı yasal olduğunu sanıyor fakat yasal olmayan yollarla özgürlüğün içinde buluyor kendisini.Tek gideceği yer geçmişte korkunç bir anıda yan yana olduğu Sarah ve Andrew'in evi.Bu anı romandaki olayların çoğunu birbirine bağlayan bir kilit taşı.Her gece etrafını saran bu anılar aynı zamanda Sarah'ın uykusuz gecelerinin de sebebi.Bunu atlatması için bu Afrikalı genç kızın yardımına ihtiyacı var.Onu kendi elleriyle ölüme gönderemeyeceğini biliyor ve zorlu bir seçim yapması gerekiyor.Başta yaptığı korkunç seçimi telafi etmek Küçük Arı'ya bir umut ışığı sunmak istiyor.
Adamlar-geldiler-ve-köyümü-yaktılar-kızlarımı-bağladılar-kızlarıma-tecavüz-ettiler-kızlarımı-aldılar-kocamı-kırbaçladılar-göğüslerimi-kestiler-ben-kaçtım-çalılıkların-arasından-bir-gemi-buldum-denizi-geçtim.Sonra-beni-buraya-koydular. Ya da bunun gibi başka hikayeler.Gözetim merkezindeki hikayelerden kafam karışmıştı.Bütün kızların hikayesi "adamlar-geldiler-ve" diye başlıyordu.Ve hepsi "sonra-beni-buraya-koydular" ile bitiyordu.

Bir de Gotham şehrinin kahramanı Batman'imiz var.Küçük Charlie romanın vazgeçilmez kahramanlarından birisi.Konuştuğu küçük çocuk ingilizcesi ve diyaloglarıyla bir duygu seli yaşatıyor size.Annesi Sarah ile geçen diyalogları zaten başlı başına sizi güldürmek için yetiyor.Onca trajedinin arasında böyle tatlı olayların yer alması çok güzel bence.


İnsanlara bana neler olduğunu anlattım,asla inanmadılar.İnsanlar Jamaika'nın güneş ışığı,kenevir ve Jah Rastafari'den ibaret olduğunu sanıyorlar.Ama öyle değil.Politik olarak yanlış taraftaysan,Böcek,canını yakarlar.Ve ailenin de canını yakarlar.Ve bu acı haftada bir kez dondurma yiyememek gibi bir şey değildir.Benim için acı,aynı senin gibi çocuklarının kanına uyanmaktır;evinin ebediyen sessizleşmesidir.

Benim Küçük Arı'dan öğrendiğim çok şey var.O kadar altını çizdim ki kitabın,okuyup yeniden duygulanıyorum.Özellikle Küçük Arı'nın kurduğu cümleler çok anlamlı ve etkileyici,şuraya koyarsam milyonlarca cümle olabilir.O yüzden bir seçim yapmam gerekiyor.Düşündüm de bu,konu belirlemekten daha da zor.Bir de bakınca cidden kitap bitmiş diyorum.Bitti bitmesine de benim kafamda bir sürü soru işareti kaldı onları ne yapacağız? Sanırım önümüzdeki haftalarda bir kez daha okuyacağım ve bu sefer okurken ağlamak istiyorum :(

Burada da içerideki kadar özgürlük var;siz kızlar gitmekte özgürsünüz ya da siz kızlar,biz sizi yakalayana kadar gitmekte özgürsünüz.Üzgünüm ama bizim için ikincisi geçerli Küçük Arı.Gerçek bu.Buna yasadışı mültecilik diyorlar.




3 yorum:

  1. Merhaba sizi yeni keşfettim ve takibe aldım. Moda blogumu takibe beklerim...

    http://www.nilgunozenaydin.com/

    YanıtlaSil
  2. Hiç okumamış olmayı dilediğim bir kitap :(( O kadar dokunaklı ki bildiğin kalbimi ağrıtmıştı:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben böyle Afrikalıların,Aborjinlerin konu edildiği kitapları çok seviyorum.Dediğin gibi kitap çooook güzeldi.Uzun zamandır böyle etkileyici kitap okumamıştım :(

      Sil