17 Haziran 2016 Cuma

Kitap İncelemesi: Kırmızı Pazartesi

Kirmizipazartesi.jpgKitap Hakkında:
Kitap: Kırmızı Pazartesi
Orijinal adı: Cronica de Una Muerte Anunciada
Yazar: Gabriel García Márquez
Sayfa sayısı: 107
Yayınevi: Can Yayınları
Goodreads puanı: 3,94

Gabriel Garcia Marquez...
Daha önce "Kolera Günlerinde Aşk" kitabını bir arkadaşımda görmüş ve kendisinin tanınan bir yazar olduğunu öğrenmiştim.Sonra da kitap alışverişimde bir kitabı gözüme çarptı ve yazarla tanışmamın iyi olacağını düşünerek Kırmızı Pazartesi'yi aldım.Tabi öncesinde biraz araştırma yapmam gerekti ve üstünkörü araştırmalarla önce yazar hakkında bilgi edindim.O zaman önce yazardan başlayarak kitaba giriş yapalım.

Gabriel Garcia Marquez,1928'de Kolombiya'da doğan tanınmış bir hikayeci,yazar.Kendisi Gabo olarak biliniyormuş.Hukuk eğitimi almış,sonra yarıda bırakmış.Yazdıklarında büyük ölçüde birlikte büyüdüğü kadınların etkisinin görüldüğü söyleniyor.Yine bir söylentiye göre kendisi olayları her zaman inanılmaz bir şekilde aktarırmış.Eh,bu üslubunun mükemmelliğini açıklayabilir bence.Bir de gazetecilik yapmış.En bilinen eseri Yüzyıllık Yalnızlık'mış.Kırmızı Pazartesi'yi 1981'de yayınlayan yazar 1982'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanmış.O zaman bu bilgilerden sonra konuya giriş yapabiliriz.

15 Haziran 2016 Çarşamba

Kitap İncelemesi:Shantaram

ShantaramKitap Hakkında:
Kitap: Shantaram
Yazar: Gregory David Roberts
Sayfa sayısı:842
Yayınevi: Artemis
Goodreads puanı: 4,25

"Aşk,kader ve yaptığımız seçimler hakkında bildiklerimi öğrenmem çok uzun zaman sürdü,dünyanın pek çok yerini dolaşmam gerekti ama hepsinin özünü bir anda,bir duvara zincirlenmiş halde işkence görürken kavradım."

Hayat sizi bulunduğunuz konumdan söküp de Bombay'a getirse yapacağınız ilk iş ne olurdu? Bu kalplerin şehrinde bir yabancı olarak Marathi ya da Hintçe konuşmadığınız sürece kendinizi savunmaya,bu hareketli hayata uyum sağlamaya çalışacağınızı söylerek bu soruyu cevaplayabilirim sanırım.Önce dakikada milyon kere küfredip duran taksicilere maruz kalırdınız,sonra gözleri merakla parıldayan,en ufak bir şeyde öfkesini bastıramayan bir toplulukla karşılaşıp "Ben nereye düştüm?" derdiniz.Hindistan size kucağını açarsa ona aşkla bağlanırdınız ama karşınıza çıkardığı engelleri aşamazsanız ondan nefret ederdiniz.İşte Hindistan'ı sevmek ya da ondan nefret etmek bu bakar basit.Sadece arada ipince bir çizgi var ve bu biraz da sizin kişiliğine bağlı.

"Hapishaneler güneşi,ayı ve yıldızları elinizden alır.Hapishane bir cehennem değildir ama içinde cennete dair bir şey de bulunmaz.Bu da yeterince kötüdür."

Lindsay de Avustralya'daki hapishaneden kaçıp Hindistan'a geldiğinde Bombay'a aşkla bağlanabileceğini düşünmemişti.Kendisine Lindsay adını bulup kaçak hayatına adım atmıştı.Şehre ayak bastığı ilk anlardan itibaren turist kapmak isteyen bir sürü insanla karşılaşmış ve doğru kişiyi nasıl seçeceğini düşünmeye başlamıştı.Ta ki doğru insan onu bulana kadar.Prabaker adlı koca gülümsemeli bir rehber daha ilk dakikalardan Lindsay'ın güvenini kazanmış,sonsuza dek sürecek bir arkadaşlığın temelini atmıştı.