30 Ocak 2015 Cuma

Kitap İncelemesi: Yağmur Sonrası

Kitap Hakkında:
Kitap: Yağmur Sonrası
Orijinal adı: The Bungalow
Yazar: Sarah Jio
Sayfa sayısı: 347
Yayınevi: Arkadya Yayınları
Goodreads puanı: 3.93

Umut tükenmiş gibi görünse de ikinci şans her zaman vardır...
Ya yoksa?

Yine bir Sarah Jio kitabıyla karşınızdayım.Sanırım artık benden bıktınız ama Son Kamelya ve Böğürtlen Kışı'nı okuduktan sonra Sarah'a hayran olmamam imkansızdı.Bu sefer Yağmur Sonrası'nı okumaya karar verdim ve böylece üç kitabını da okumuş oldum.Geriye Mart Menekşeleri ve Gündüzsefası kaldı.

Neden mi Sarah Jio? Çünkü anlatım tarzı ve kitap sonlarında yaptığı finallerle birlikte sıradan konuları yorumlayış biçimi çok hoşuma gitti.Çevremdeki insanların da yorumlarıyla birlikte Böğürtlen Kışı'nı okudum ve genel olarak kitapların kurgusu ve kapağı da beni büyüleyince bu tarz kitaplar da okunulmalı diye düşündüm.

Normalde birbirinden farklı zamanlarda aynı bölgede yaşayan karakterlerin birbirleriyle olan bağı ve gizemini anlatan Sarah Jio bu sefer beni şaşırttı.Çünkü bu kitapta sadece Anne Calloway ve onun geçmişi ele alınıyor.Daha doğrusu hayal kırıklıkları ve kararsızlıklarla dolu bir geçmiş desem daha doğru olacak.Şimdi biraz konusundan bahsedeyim.

Anne Calloway,George Godrey ile evlenecek olan genç ve kararsız bir kadındır.Düğün günü yaklaşana kadar zengin ve bir o kadar da yakışıklı olan George'u hayatının tek gerçek aşkı olarak görür.Fakat onun tam tersi hayatın her anını yaşamayı bilen arkadaşı Kitty ve evlerinde çalışan Maxine bu konu hakkında konuşunca şüphe kırıntıları daha da büyür.Buna rağmen kendisini George'i sevdiğine inandırmaya devam eder.


Bir gün Kitty II.Dünya Savaşı'nda hemşire olarak orduya katılır ve Bora Bora Adası'na gitmeye karar verir.Anne de bunun üzerine hem savaşı hem de Kitty'i bahane ederek düğünü erteler ve orduda hemşire olur.Bora Bora Adası'na gittiklerinde hala George dışında birini sevemeyeceğine inanarak nişan yüzüğünü çıkarmaz.Ta ki genç ve yakışıklı asker Westry Green ile tanışana kadar.Bu tanışmaları ve büyüyen aşkları kıyıda kimsenin bilmediği bir bungalovla anlam kazanır.Tabi bir süre sonra savaş şiddetlenir,Kitty'nin sırları ortaya dökülür ve bir cinayet işlenir.Bu da çiftin ayrı yönlere dağılmasına ve Westry'nin başka bir yerde görevine devam etmesine neden olur .Uzun yıllar ayrı kalırlar.Bir gün ansızın gelen bir mektup Anne'yi adanın gizemini çözmeye ve gerçek aşkının peşinden gitmeye çağırınca Anne kalbinin sesini dinler ve adaya geri döner.

Bundan sonra da bahsettiğim gibi Anne'nin yaşadığı olaylar ve beraberinde muhteşem bir final geliyor.Açıkçası ben okuduğum üç kitaptan en çok Böğürtlen Kışı'nı beğenmiştim ve düşüncem hiç değişmedi.Sanırım Böğürtlen Kışı benim ilk göz bebeğim olduğu için bir türlü vazgeçemiyorum.Gönül isterdi ki onu da yorumlayayım fakat hazır tatildeyken okumak istediğim bir sürü kitap var.O yüzden hepsi bitince bir günde okur ve yazı yazarım.

Yazımı sonlandırmadan önce kitabın bazı bölümlerinin bana çok sevdiğim Pearl Harbor filmini hatırlattığını da eklemek istiyorum.Bir de karakterleri birbirleriyle eşleştirince benim için daha da etkileyici bir kitap ortaya çıktı.Bu tarz hikayelerden hoşlanıyorsanız Pearl Harbor'u da izlemelisiniz.Gerçi film biraz daha tarihi anlatıyor ama dediğim gibi izlenmesi gereken bir film.
O zaman ben de size bol Sarah Jio'lu günler diliyorum!

2 yorum:

  1. Sarah Jio! 3 kitabını peş peşe okudum. Sanırım her birini bitirmem 1 günümü aldı. O kadar sürükleyi bir o kadar güzel.
    Blog keşif etkinliğinden geldim, takibe aldım hemen :)
    Bana uğrarsanız çok memnun olurum :)
    http://visneliruj.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen,Sarah Jio'nun anlatım tarzı çok güzel.Ama Kristin Hannah da çok güzel,onu da okuu :) Bende takipteyim canım :)

      Sil