25 Ekim 2015 Pazar

Kitap İncelemesi: Evrenin Zarafeti

Kitap Hakkında: 
Kitap: Evrenin Zarafeti
Orijinal adı: The Elegant Universe,Superstrings,Hidden Dimensions and the Quest for the Ultimate Theory
Yazar: Brian Greene
Sayfa sayısı: 523
Yayınevi: Tübitak
Goodreads puanı: 4,05

Uzun zaman sonra aktif olarak kitap okuyabilmek ve incelemesini yazmak cidden mükemmel bir duygu.Neden böyle bir giriş yaptım? Çünkü haftada bir kitap bitirebilen ben,2 aydır bu kitap üzerine yoğunlaşmış ve çıldırma noktasına gelmiştim.Hatta ben bir aydır aynı kitapta olduğumu sanarken 2 ay olmuş,bunu da daha yeni fark etmiş oldum.

Gelelim kitaba.Beni bu kadar zorlayan kitaba nereden başlayacağımı inanın bilmiyorum.Daha önce böyle yoğun ve heyecanlı bir kitap okumamıştım.İçinizden"Fizik kitabı nasıl heyecanlı olabilir,bir olay bile yok." dediğinizi duyar gibiyim.Fakat yanılıyorsunuz.O kuramların ortaya çıkışı ve ilk göz ağrınız Standart Model olmuşken birden Sicim Kuramı'nı anlamaya çalışmanın verdiği heyecan bir romandan bile daha büyük.O yüzden bölüm bölüm hissettiklerimi ele alacağım.Okurken yaptığım hatalardan da bahsedeceğim.


Kitap,5 bölümden oluşuyor.Her bölüm,kendi içinde alt bölümlere ayrılıyor.Alt bölümler de kendi içinde ayrılıyor.Bu biraz karışık gelebilir ama bölümler bu şekilde ayrılmasaydı daha karışık olacaktı.Kitabın arkasında notlar ve bilimsel terim sözlüğü bulunuyor.Bir de fizikle ilgili başka okuma önerileri ve kaynakça var.Bu yüzden kitap 471.sayfada bitiyor ama siz kitabı okurken bu sayfadan sonraki bölümlerden faydalanmış oluyorsunuz.Dolayısıyla dolu dolu bir fizik macerası yaşamış oluyorsunuz.

İlk bölüm Bilginin Sınırı diye geçiyor.Bu bölümde fiziğin çatışma noktaları ele alınıyor.Yani başlangıçta heyecanlı konulara giriş yapıyorsunuz.Her ne kadar sicimin özüyle başlamış olsanız da kuramın daha demosunu bile görmediniz,yani başlangıçta çok mutlu olup bölümleri küçümsemeyin.Sonra küçümsediğiniz o Sicim Kuramı tüm bakış açınızı altüst edecek.Fakat Sicim Kuramı'na hemen geçiş yapmıyoruz.Önce anlamamız gereken Görelilik ve bir adet Einstein var.İşte,tam bu sırada somut örneklerle özel göreliliğe geçiyoruz.Bana göre en zevkli bölümlerden biri bu oldu.Aşina olduğum konular olduğu için zorluk yaşamadım.Örnekler de güzel anlatılmıştı.En azından bir sayfada anlamasanız bile diğer sayfalarda başka bir örnekle olayı anlayabiliyorsunuz.Ayrıca bu bölümde de karşınıza uzay-zaman kavramı ve kuantum mekaniği çıkacak.Genel görelilikle kuantum mekaniğinin çatışması ise bölüm sonlarında karşılaşacağımız kilit konulardan biri.

Daha sonra üçüncü bölüme geçiyoruz.Bölüm Kozmik Senfoni diye geçiyor.Haliyle Sicim Kuramı'na geçmek için gereken altyapıyı aldık mı almadık mı diye sorgulamamız gereken bir bölümdeyiz.Almadıysak ikinci kısmı bir kere daha göz gezdirerek okumamız gerekiyor.Aldıysak devam edebiliriz.Bu bölümün zorluğu da şu.Ben nokta parçacıklara fazlasıyla adapte olduğum için sicim anlayışı çok değişik geldi.Senfoni kelimesi ise mantıksız gelmişti.Fakat sicimler farklı örüntülerle müzik notaları gibi kombinasyonlar oluşturabiliyor.Bunu anladığımız anda da Sicim Kuramı'nın esaslarını ve temel özelliklerini öğreniyoruz.Standart Model'in eksik gravitonunu da sicim örüntülerinin sağlayabildiğini görüyoruz.Ayrıca yüzeysel olarak kuantum mekaniği ve göreliliğin birleşmesine de bir zemin hazırladığını öğrenmiş oluyoruz.Böylece yeni gözbebeğimiz Sicim Kuramı oluyor.Gittikçe her şey mantıklı görünmeye başlıyor.Deneysel süreçler ve bazı fikirlerin sınanmasıyla bu bölüm de bitiyor ve benim için de bir ay bitmiş oluyor.Soyut bir fizikle ve daha fazla boyutla (10 boyutlu sicim kuramı ve açık,kapalı sicimlerle) baş başa kalmış oluyorum.Kıvrılmış boyutlardan bahsetmiyorum bile.

Geldik 4.bölüme... Sicim Kuramı ve Uzay-Zamanın Dokusu.En ama en heyecanlı bölüm tartışmasız bu bölümdü.Hatırlıyorum,iki ay önce konu başlıklarına baktığımda Kara Delikler kısmına geçmek istemiştim.Fakat gördüğünüz gibi iki ay sonra geçtim ama bu bana gereken altyapıyı kazanmış şekilde okuma fırsatı sağladı.Ben de her bölümü anlayamadım.Zaten kuantum geometrisi bölümünde fazla durakladım ve hala net olarak algılayamıyorum.Bu benim yetersizliğimden kaynaklanan bir şey.Bu noktada moralim bozuldu,yarıçapları farklı olan evrenlerin fiziksel yönlerinde çıldıracak noktaya geldim.Burada da ara verdim zaten,birkaç hafta kitaba dokunmadım.Sonra M Kuramı çıktı ortaya.Zaten Sicim Kuramı 5'e ayrılıyordu.Bu kuramların birbirinden farklı betimlemeler olduğunu,M Kuramı'nın birleştirdiğini yüzeysel olarak anlayıp Kara Deliklere geçtim.Bu bölümde Stephen Hawking ve Hawking Işıması'ndan bahsediliyordu.Sayfalar ilerledikçe bunun Sicim Kuramı çerçevesinde inceleneceğini anlamıştım.Fakat çok yer verilmese de bu bölüm çok heyecanlı ve mükemmeldi.5.bölümde de Sicim Kuramı/M Kuramı'nın geleceği ve kozmolojiden bahsediliyordu.Ayrıca geleceğe yönelik mükemmel bir yorumla kitap bitti.

Geriye dönüp baktığımda bir sürü altı çizili bölüm ve onlarca post-it görüyorum.İlk iki sayfada da Edward Witten başta olmak üzere bir sürü fizikçi not almışım ve haftaya teker teker araştırmaya başlayacağım.Ayrıca Sheldon Glashow'un bir zamanlar sicim kuramının ezeli düşmanı olduğu ve Edward Witten'in yaptığı çalışmalar çok zevkliydi.Brian Greene'nin kendi bilimsel çalışmalarını ve yer yer mizah dolu anılarını da eklemesi eğlenceli anlar geçirmemi sağladı.Bir de Ergin Sezgin gibi bir iki Türk fizikçiyi arkada görmek beni çok mutlu etti.Orası ayrı konu.

Uzun bir yazı yazdığımın farkındayım.Fakat 2 ayımı okuyarak geçirdim.Gönül isterdi ki takıldığım bölümleri ayrıntılı olarak yazayım ama olmadı.Görevimin kitapla ilgili yüzeysel bilgi vermek olduğu gerçeğiyle karşı karşıya kaldım.Bu daha da üzücü.En azından Sicim Kuramı'yla ilgili bilgi edinmiş oldum.Her ne kadar anlamak fizikçiler için bile zor olsa da bizim gibi olayın dışından yaklaşmaya çalışanlar için yoğun ve güzel bir kitaptı.Brian Greene'in belgeselini de izlemiştim ama kitaptaki üslubu ve açıklamaları beni fiziğe daha da yaklaştırdı.Aylar sürse de fizikle ilgili kalın bir kitap bitirmek ve geriye baktığımda öğrendiğim şeyleri görmek benim en büyük kazancım oldu.Şimdi kendimi Hawking'in Zamanın Kısa Tarihini'ne bir adım daha hazır hissediyorum :)

Gözlerimizi geleceğe dikip bizi bekleyen harikaları beklerken,geçmişi düşünüp buraya kadar yapmış olduğumuz yolculuğa da hayretle,hayranlıkla bakmamız gerekiyor.Evrenin temel yasalarının peşinde sürdürülen arayış,aklı genişleten,ruhu zenginleştiren,kesinlikle insani bir dramdır.Einstein'ın,kendisinin kütleçekimi anlama macerasına dair renkli betimlemesi kuşkusuz insanlığın bütün bir mücadelesini içine alıyor.Hepimiz kendi yolumuzdan giderek hakikati arıyoruz,hepimiz neden burada olduğumuz sorusunun cevabına özlem duyuyoruz.Açıklamalar dağına birlikte tırmanırken,her kuşak kendinden önceki kuşağın omuzları üstünde yükselerek cesurca zirveye ulaşıyor.Bizden sonraki kuşaklardan biri zirveyi görüp sonsuz açıklıkta bir perspektifle evrenin enginliğini ve zarafetini izleyebilecek mi,öngöremiyoruz.Ama her kuşak biraz daha yukarı tırmanıyor,bu noktada Jacob Bronowski'nin "Her çağda bir dönüm noktası vardır,dünyanın tutarlılığını görmenin ve ortaya koymanın yeni bir biçimi vardır."sözlerini idrak ediyoruz.

(Richard Feynman)

(Andrew Strominger)

2 yorum:

  1. Kitabi gorunce hemen blogunuza giris yaptim, her ne kadar fen bilimleri ile ilgili bir bolumden mezun olmasam da bir bilim hayrani ve tubitak'in her turlu koleksiyonunu yapan biri olarak yazinizi okumamak isten bile degildi :) Yaziniz konuya ilgi duyanlar icin oldugu kadar hic ilgi duymayanlari dahi cezbedecek samimiyette ve icerikte.Bir kitaba iki ay ayirmak kitap askiyla yanan okuyucuyu her ne kadar diger kitaplarindan ayri birakmak pahasina zaman alsa da gordugum kadariyla verimli bir okuma olmasina kaynak olmus :) Elinize saglik, bu tarz kitaplarin devamini dort gozle bekleyecegim :)
    Sizi kendi bloguma da davet edeyim belki hosunuza gider zira ortak okuma zevkimizin oldugu turler var gordugum kadariyla, iyi gunler dilerim :)

    http://rafinasigmayanlar.blogspot.com.tr/?m=1

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuzu gördüğümde nasıl mutlu oldum anlatamam.Zaten amacım bilimle,özellikle de fizikle ilgilenmek için o bölümün mezunu olmak gerekmediğini anlatmaktı.Tabi ki olayların içinde olmak farklı bir şey ama bizim gibi bilimden heyecan duyan insanların da çok dışarıda olduğunu söyleyemem.Bir de son dönemlerde evren merakının artması,fiziğin öcü gibi bir ders olmaktan çıkması da ayrı konu.Bu yüzden bilimle ilgili paylaşımlara daha çok yer vermeyi düşünüyorum.
      Ben de sizin blogunuza göz atacağım şimdi ve tekrar tekrar güzel yorumlarınız için teşekkür ediyorum :)

      Sil