Kitap Hakkında:
Kitap: Şeytan ve Genç Kadın
Orijinal adı: O Demônio e a Srta. Prym
Yazar: Paulo Coelho
Sayfa sayısı: 198
Yayınevi: Can Yayınları
Goodreads puanı: 3,59
Bescos,çok az insanın yaşadığı bir dağ köyüdür.Bu köyde hiç çocuk yoktur.Tüm insanların çocukları bu sessiz,ilkel köyü terk etmiştir.Chantal Prym ise bu köyün en gencidir.Durumu iyi olmadığından burayı terk edemez.Aynı zamanda öksüz olduğu için de maddi olarak yardım edebilecek hiç kimsesi yoktur.Sabahın erken saatlerinden akşama kadar bir barda çalışır.Küçücük yerdeki bu otelde çalışması köyde birtakım dedikodular çıkmasına neden olur.Herkes Chantal'a acır ama aynı zamanda bu,onların gözünde Chantal'ın yaşlı otel müşterileriyle yattığı gerçeğini değiştirmez.Ayrıca Chantal'ın Bescos'ta tek arkadaşı vardır.O da kocasını kaybetmiş,tüm köyde aklını kaçırmış olarak bilinen Berta'dır.Berta Chantal'ın aksine köyün en yaşlısıdır.Kocasını bir av kazasında kaybettikten sonra gün boyu köyü gözlemleyip,Chantal'la konuşur.
Bir gün ölen kocasının sesini zihninde duyar Berta.Kocası ona köyde bir felaket olacağını haber vermiş ve Berta'dan köyü kurtarmasını istemiştir.Başlarda Berta bunun deprem falan olacağını sanar.Ta ki Bescos'a gelen tuhaf yabancıyı görene kadar.Otel kayıtlarına bir terörist adı Carlos olarak kaydettirilen bu Yabancı tüm köyün ilgisini çeker.Tabi,Chantal'ın da dikkatini çekmeyi başarır.Fakat ileride olacakları bilse Chantal onunla karşılaşmayı hiç istemezdi.Çünkü Yabancı ona gizli altın külçelerini göstererek onu garip bir oyunun içine sokmak ister.Oyuna göre eğer köyden birisi masum bir insanı öldürürse Yabancı,Bescos'un bu yalnızlıktan kurtulup çocuk sesleriyle dolması için külçe külçe altın verecektir.Chantal'ın görevi ise bunu köye duyurmaktır.Ya duyurup bu yükümlülükten kalkacak,ya da Yabancı bunu halka söyleyip onu ele verirse bir numaralı kurban olacaktır.Bu kolay gibi görünse de Chantal,olacaklardan korktuğu için duyurmak istemez.İşin kötüsü bir seçim yapmak zorundadır ve zaman da hızla geçmektedir.
Buraya kadar bir giriş yapsam yeter de artar.Aslında biraz spoiler gibi gözükmesine rağmen nokta atışı barındıran bölümlere girmedim bile.Çünkü burada Berta'dan ve kocasından bahsedemezdim.O yüzden genel olarak bu kadarını bilseniz yeteceğini yeniden vurguluyorum.Zaten bu bölümleri geçtiğinizde bir sürü ayrıntı ve klasik Paulo Coelho cümleleriyle karşılaşacaksınız.Cümleleri çizsem mi çizmesem mi diye kararsızlığa düşecek ve bazı sayfalardaki uzun bölümleri baştan aşağı çizmek zorunda kalacaksınız.İşin güzel tarafı cümleleri okuduğunuzda Paulo Coelho'yu daha çok seveceksiniz.
Paulo Coelho demişken kendisinin en sevdiğim yazarlardan biri olduğunu vurgulamak isterim.Ortaokulda ödev olarak Simyacı kitabı verilmişti.Aldırmış ama bir sayfasını bile açıp okuma zahmetine girmemiştim.Geçen yıl bu kitabı okumadan önce Veronika Ölmek İstiyor'u okumuş ve Brezilyalı yazar Paulo'ya tam anlamıyla aşık olmuştum.Derken Simyacı'yı da okudum.Bu iki kitaptan sonra da buna geldi sıra.Biraz erken hayran oldum Coelho'ya ama her cümlesine anlam yükleyen eşsiz bir yazar benim gözümde kendisi.Aynı zamanda bazılarına göre sıkıcı bir üslup kullansa da bana göre gayet akıcı bir dile sahip.Hem akıcı hem anlam yüklü kitaplarıyla tanışınca da ister istemez hayran oluyorsunuz böyle.
Ayrıca Paulo Coelho'nun okuduğum üç kitabından da bayağı şey kazanmıştım.Konuşma aralarında geçen öğütler,hikayeler beni çok etkilemişti.Açıkçası bu kitapta böyle bir şey bekleyerek başladım okumaya.Eskiden de kapak tasarımından korktuğum için okumamıştım.Can yayınlarının eski kitabı olduğu için hem kapağı farklı hem de sayfa sayısı biraz fazla.Yeni kapağı da güzel,zaten Can yayınları genel olarak kaliteli kitap çıkardığı için favori yayınevlerimden biri.Şuana kadar çevirisi dandik olan hiçbir kitabını da görmedim.1984 kitabında da aynıydı.Hem kapak tasarımı mükemmeldi hem de çevirisi kusursuzdu.
Kapak tasarımı aslında kitapta pek önemli değil.İçeriği güzel olsun yeter.O yüzden tasarımı için yenisini almayacağım tabiki ama ileride Sahaflar'da bulursam kesinlikle rafımda bulunmasını isteyeceğim tasarım ve konuya sahip bir kitap.Hatta alınca eskisinin yanına koyup mutlulukla seyretmeyi planlıyorum.Son olarak şunu da eklemek istiyorum.Birçok kişinin aksine de bu kitabın sıkıcı,anlamsız olduğunu da düşünmüyorum ben.Tam tersi her insan bir Paulo Coelho kitabı okumalı hayatında.Bu yüzden kitap yorumlarına baktığınızda oylamaları umursamayın bence.Mesela benim için 5'lik olan bir kitap sizin için 3 puanlık olabilir.Sonuçta kitabı okuyacak olan sizsiniz,bunu asla unutmayın!
"Dünya kurulduğunda haksızlık da bir tutamdı.Ama her yeni kuşak,ne önemi olur diye düşünerek biraz biraz üstüne ekledi.Görün,bakın şimdi ne durumdayız."
Bescos,çok az insanın yaşadığı bir dağ köyüdür.Bu köyde hiç çocuk yoktur.Tüm insanların çocukları bu sessiz,ilkel köyü terk etmiştir.Chantal Prym ise bu köyün en gencidir.Durumu iyi olmadığından burayı terk edemez.Aynı zamanda öksüz olduğu için de maddi olarak yardım edebilecek hiç kimsesi yoktur.Sabahın erken saatlerinden akşama kadar bir barda çalışır.Küçücük yerdeki bu otelde çalışması köyde birtakım dedikodular çıkmasına neden olur.Herkes Chantal'a acır ama aynı zamanda bu,onların gözünde Chantal'ın yaşlı otel müşterileriyle yattığı gerçeğini değiştirmez.Ayrıca Chantal'ın Bescos'ta tek arkadaşı vardır.O da kocasını kaybetmiş,tüm köyde aklını kaçırmış olarak bilinen Berta'dır.Berta Chantal'ın aksine köyün en yaşlısıdır.Kocasını bir av kazasında kaybettikten sonra gün boyu köyü gözlemleyip,Chantal'la konuşur.
Bir gün ölen kocasının sesini zihninde duyar Berta.Kocası ona köyde bir felaket olacağını haber vermiş ve Berta'dan köyü kurtarmasını istemiştir.Başlarda Berta bunun deprem falan olacağını sanar.Ta ki Bescos'a gelen tuhaf yabancıyı görene kadar.Otel kayıtlarına bir terörist adı Carlos olarak kaydettirilen bu Yabancı tüm köyün ilgisini çeker.Tabi,Chantal'ın da dikkatini çekmeyi başarır.Fakat ileride olacakları bilse Chantal onunla karşılaşmayı hiç istemezdi.Çünkü Yabancı ona gizli altın külçelerini göstererek onu garip bir oyunun içine sokmak ister.Oyuna göre eğer köyden birisi masum bir insanı öldürürse Yabancı,Bescos'un bu yalnızlıktan kurtulup çocuk sesleriyle dolması için külçe külçe altın verecektir.Chantal'ın görevi ise bunu köye duyurmaktır.Ya duyurup bu yükümlülükten kalkacak,ya da Yabancı bunu halka söyleyip onu ele verirse bir numaralı kurban olacaktır.Bu kolay gibi görünse de Chantal,olacaklardan korktuğu için duyurmak istemez.İşin kötüsü bir seçim yapmak zorundadır ve zaman da hızla geçmektedir.
"İnsanın düşlerini gerçekleştirmesine engel olan iki şey olduğunu anlamıştı.Birincisi düşlerin zaten asla gerçekleşmeyeceği inancıydı,ikincisi de kader çizgisinin ansızın tersine dönmesiyle bu düşlerin birden,en beklenmedik anda gerçekleşebilir olması.Bu gibi anlarda insan nereye götürdüğü belli olmayan bir yola girmekten,bilmediği tehlikelerle dolu bir yaşamdan,alışık olduğu şeylerin bir daha dönmemek üzere kaybolabileceğinden korkar.
İnsanlar hem her şeyin değişmesini isterler hem de her şeyin hiç değişmeden sürüp gitmesini."
Buraya kadar bir giriş yapsam yeter de artar.Aslında biraz spoiler gibi gözükmesine rağmen nokta atışı barındıran bölümlere girmedim bile.Çünkü burada Berta'dan ve kocasından bahsedemezdim.O yüzden genel olarak bu kadarını bilseniz yeteceğini yeniden vurguluyorum.Zaten bu bölümleri geçtiğinizde bir sürü ayrıntı ve klasik Paulo Coelho cümleleriyle karşılaşacaksınız.Cümleleri çizsem mi çizmesem mi diye kararsızlığa düşecek ve bazı sayfalardaki uzun bölümleri baştan aşağı çizmek zorunda kalacaksınız.İşin güzel tarafı cümleleri okuduğunuzda Paulo Coelho'yu daha çok seveceksiniz.
Paulo Coelho demişken kendisinin en sevdiğim yazarlardan biri olduğunu vurgulamak isterim.Ortaokulda ödev olarak Simyacı kitabı verilmişti.Aldırmış ama bir sayfasını bile açıp okuma zahmetine girmemiştim.Geçen yıl bu kitabı okumadan önce Veronika Ölmek İstiyor'u okumuş ve Brezilyalı yazar Paulo'ya tam anlamıyla aşık olmuştum.Derken Simyacı'yı da okudum.Bu iki kitaptan sonra da buna geldi sıra.Biraz erken hayran oldum Coelho'ya ama her cümlesine anlam yükleyen eşsiz bir yazar benim gözümde kendisi.Aynı zamanda bazılarına göre sıkıcı bir üslup kullansa da bana göre gayet akıcı bir dile sahip.Hem akıcı hem anlam yüklü kitaplarıyla tanışınca da ister istemez hayran oluyorsunuz böyle.Ayrıca Paulo Coelho'nun okuduğum üç kitabından da bayağı şey kazanmıştım.Konuşma aralarında geçen öğütler,hikayeler beni çok etkilemişti.Açıkçası bu kitapta böyle bir şey bekleyerek başladım okumaya.Eskiden de kapak tasarımından korktuğum için okumamıştım.Can yayınlarının eski kitabı olduğu için hem kapağı farklı hem de sayfa sayısı biraz fazla.Yeni kapağı da güzel,zaten Can yayınları genel olarak kaliteli kitap çıkardığı için favori yayınevlerimden biri.Şuana kadar çevirisi dandik olan hiçbir kitabını da görmedim.1984 kitabında da aynıydı.Hem kapak tasarımı mükemmeldi hem de çevirisi kusursuzdu.
Kapak tasarımı aslında kitapta pek önemli değil.İçeriği güzel olsun yeter.O yüzden tasarımı için yenisini almayacağım tabiki ama ileride Sahaflar'da bulursam kesinlikle rafımda bulunmasını isteyeceğim tasarım ve konuya sahip bir kitap.Hatta alınca eskisinin yanına koyup mutlulukla seyretmeyi planlıyorum.Son olarak şunu da eklemek istiyorum.Birçok kişinin aksine de bu kitabın sıkıcı,anlamsız olduğunu da düşünmüyorum ben.Tam tersi her insan bir Paulo Coelho kitabı okumalı hayatında.Bu yüzden kitap yorumlarına baktığınızda oylamaları umursamayın bence.Mesela benim için 5'lik olan bir kitap sizin için 3 puanlık olabilir.Sonuçta kitabı okuyacak olan sizsiniz,bunu asla unutmayın!
"Tanrı'nın bile kendi cehennemi vardır:İnsanlara duyduğu sevgi."
"Korku,korku,korku.Yaşam giyotinin gölgesinde bir terör rejimiydi."
Merhaba canım blog keşif etkinliğinden geliyorum bloğunu hemen takip etmeye başladım beni takip edersen çok sevinirim bloğunda başarılar:-)
YanıtlaSilHttp://fatmadenizz.blogspot.com.tr/